İş kazası nedeniyle maddi manevi tazminat davalarında bazı önemli hususlar ve usuli işlemlere değinmek yerinde olacaktır. Nitekim iş kazası davaları niteliği itibari ile rapor almayı ve bilirkişi raporlarının düzenlenmesini içerdiğinden ötürü uzun sürebilmekte, davacı işçiler için zor bir süreç olabilmektedir. İşbu nedenle usül ekonomisi ilkesi bakımından iş kazası davalarında süreci hızlandırmak ve etkin bir hukuki süreç izlemek amacıyla süreci sizlere izah edeceğiz.

İş Kazası Halinde Yapılması Gerekenler

İş kazasının meydana gelmesiyle birlikte işçi ve işverene bazı hususlarda yükümlülükler doğmakta, bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ise tarafların sorumluluğuna neden olmaktadır. İşbu nedenle iş kazasının meydana gelmesi halinde yapılacak işlemler şu şekildedir :

  • İş kazasıyla birlikte sağlık müdahalesi gerçekleştirilir.
  • İşyeri kaza raporu düzenlenerek, tutanağa iki şahit adı yazılır ve imzaları alınır.
  • Kaza, bağlı bulunan kolluk birimine (Emniyet veya Jandarma) bildirilir.
  • Kaza, bağlı bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu Birimine bildirilir.

İş kazası geçirilmesi halinde bu işlemlerin yapılması gerekmektedir. Şayet bu işlemlerin yapılmaması halinde işlemi yapmaya zorunlu olan şahıslar için gerekli tahkikat başlatılarak şahısların sorumluluklarına gidilecektir. Nitekim kanunun belirlemiş olduğu sürelere uyulması gerekir. Şayet bu sürelere uyulmaması işveren ve işçinin kusur oranları belirlemede önemli bir etken olabilir. Bu sürelere yönelik detaylı bilgi için : İş Kazası.

İş Kazası Halinde Açılacak Davalar Nelerdir ?

İş kazasının meydana gelmesiyle birlikte, işçinin yaralanması, ölümü hallerinde ilgili kolluk birimi ve Cumhuriyet Savcısı gerekli soruşturmayı yaparak ilgililer aleyhine ceza davası açacaktır. Bunun yanı sıra işçi veya mirasçıları (işçinin ölümü halinde) tarafından da hukuk davaları açılabilecek, tazminata yönelik talepler istenebilecektir. Görevli ve yetkili mahkemede açılacak maddi tazminat davası ve manevi tazminat davası gibi davalar, iş kazası temelli olacak ve iş kazası neticesinde işçinin uğramış olduğu maddi manevi zararı tazmin etme amacı taşıyacaktır.

Bunun yanı sıra iş kazası halinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından açılacak rücu davaları da söz konusudur. Bu davalarda kusurun işverene ait olması veya üçüncü bir kişiye veya işçiye ait olması hallerinde Kurum, ödemiş olduğu bedeller için rücu edebilecek ve bunu dava konusu yapabilecektir. Netice itibariyle iş kazası neticesinde açılacak 3 adet dava tipi mevcuttur :

  • Ceza Soruşturması ve Ceza Davası
  • Maddi ve Manevi Tazminat Davası
  • Sosyal Güvenlik Kurumu Tarafından Açılacak Rücu Davaları

İş Kazası Neticesinde Ceza Soruşturması

İş kazasının meydana gelmesiyle birlikte bağlı olunan kolluk birimine işveren tarafından bildirim yapılmalıdır. Bağlı olunan kolluk birimi polis olabileceği gibi jandarma da olabilir. Bildirimin yapılmasıyla birlikte ilgili iş kazası için dosya açılacak ve kolluk birimleri tarafından tahkikat aşamasına geçilecektir. Burada bir ölümün varlığı halinde dosya ile bizzat Cumhuriyet Savcısı ilgilenecek ve şayet kusurlu şahısların tespiti ile birlikte bu kusurlu kişiler aleyhine ceza davası açacaktır.

İş kazası nedeniyle ölüm meydana gelmesi halinde, şayet ilgililere kusur atfedilebilmişse Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri gereği ceza davası açılacak ve şirket yetkilileri ve sorumlulukları tespit edilen şahıslar sanık olarak yargılanacaklardır.

İş Kazası Neticesinde SGK Tarafından Açılacak Rücu Davaları

İş kazası neticesinde kusur oranlarının belirlenmesi ve işçiye, üçüncü kişiye veya işverene kusur izafe edilmesi söz konusu olacaktır. Bu kusur oranları neticesinde işçiye, geçirmiş olduğu iş kazası neticesinde gerekli yardımlar yapılacak, aylık bağlanacak ve işçinin maddi açıdan tatmini sağlanmaya çalışılacaktır. Nitekim bu yardım Kurum tarafından karşılanacak ve Kurum da kusurları oranında ilgililere rücu edecektir.

İş kazası neticesinde, iş kazası geçiren işçinin sigortasının başlatılmamış olması, primlerinin yatırılmamış olması vb durumlarda iş kazası ödenekleri için Kurum gerekli ödemeyi yapacak fakat işverenin usuli kusurları nedeniyle işverene rücu etme hakkına sahip olacaktır.

İş kazası neticesinde kusur oranları belirlenirken meydana gelen iş kazası işverenin kasti hareketiyle meydana gelmiş olabilir. Yine işverenin işçilerin sağlığını korumaya yönelik düzenlemelere uymaması, mevzuatın gerektirdiklerini yerine getirmemesi nedeniyle de iş kazası meydana gelmiş olabilir. Son olarak iş kazası, işverenin Türk Ceza Kanunu anlamında suç sayılır bir hareketi nedeniyle de meydana gelmiş olabilir. İşte bu üç halde de işverenin kusurlu olduğu açıktır. Kurum, kusurun işverende olması nedeniyle işverene rücu edebilecektir.

İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davaları

MADDİ TAZMİNAT Davası (İş kazası nedeniyle)

İş kazası geçiren işçi, ruhen ve/veya bedenen zarara uğramış olabilir. İşte ruhen ve/veya bedenen zarar gören işçinin bu zararını gidermesi adına Türk Borçlar Kanunu gereğince dava açma hakkı bulunmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 51 ve devamında düzenlenen haksız fiil neticesinde tazminat maddelerine göre iş kazası geçiren işçi ; cismani zarar halinde zararının giderilmesini talep edebilecektir. Bunun yanı sıra ölüm ve bedensel zararlarda zarara uğrayan işçi bazı giderlerin karşılanmasını talep edebilecektir. Ölüm ve bedensel zarar halinde iş kazası geçiren işçi şu giderlerin karşılanmasını talep edebilir :

            Ölüm Halinde ;

  • Cenaze giderleri,
  • Tedavi giderleri (ölümden önce bir tedavi süreci var ise)
  • Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  • Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.

            Bedensel Zarar Halinde ;

  • Tedavi giderleri,
  • Kazanç kaybı,
  • Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  • Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.

istenebilir. İlgili kalemler iş kazası geçiren işçi tarafından istenecektir.

İş kazası geçiren işçi, işveren aleyhine maddi tazminat davası açabilecek, bu maddi tazminat davasında yukarıda bahsi geçen giderlerin karşılanmasını talep edebilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, işçinin geleceğe yönelik hak kayıplarını da talep edebilmesidir. Nitekim iş gücü kaybına uğrayan bir işçi, gelecekte bunun sıkıntısını yaşayacak ve iş kazası ve sonrasındaki süreçte kendisine bağlanan aylıklar bir an olsun tatmin etse de gelecekte bu tatmin sağlanamayacaktır. Hal böyleyken en önemli husus, işçinin çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden dolayı uğrayacağı zararlardır.

İş kazası nedeniyle açılacak davalardan olan maddi tazminat davası için en önemli belge, SGK müfettişleri tarafından düzenlenen tutanaklar, belgelerdir. Nitekim SGK müfettişleri, iş kazasını yerinde inceleyecek, tarafların ifadelerine başvuracak, iş kazası geçiren işçinin sigorta bilgileri ve çalışma koşulları, maaşı vb. hususlarda bilgi sahibi olacak ve her türlü araştırmayı yapacaktır. Gerek kusur oranlarının belirlenmesi gerekse de işçinin iş gücü kaybının tespit edilmesinde önemli rol oynayacaktır. İşbu nedenle SGK müfettişleri tarafından hazırlanan raporlar çok büyük önem taşımaktadır.

Kurumca Bağlanan Gelirlerin Maddi Tazminattan Mahsup Edilmesi 

İş kazası neticesinde meslekte kazanma gücünü yitiren işçi, açacağı maddi tazminat davası neticesinde bir tazminata hak kazanacaktır. Aynı zamanda işçi, tazminata hak kazanmasının yanı sıra Kurumca sürekli iş göremezlik gelirine de hak kazanabilecektir. Hal böyleyken Yüksek Mahkeme ; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan zararın giderilmesi istemine ilişkin olarak açılan tazminat davaları nitelikçe sigortaca karşılanmayan zararın giderilmesi istemini amaçlamaktadır demektedir. İşbu nedenle, maddi tazminatın hesabında, Kurumca bağlanan ödeneklerin veya gelirlerin tazminat miktarından mahsup edilmesi gerekliliği açıktır.

Maddi Tazminat Harca Tabi Midir ?

İş kazası nedeniyle açılacak davalarda maddi tazminat nispi harca tabiidir. Şayet dava açılırken cismani zarar nedeniyle talep edildiği beyan edilirse harç miktarı buna göre hesaplanacaktır.

MANEVİ TAZMİNAT Davası (İş kazası nedeniyle)

Borçlar Kanunumuzun ilgili maddelerinde düzenlenen manevi tazminat ; bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özellikleri göz önünde tutularak, zarar görene uygun bir miktar paranın ödenmesi şeklinde madde metninde ifade edilmiştir. Şayet ağır bedensel zarar veya ölüm halinde de zarar görenin veya ölenin yakınlarının da manevi tazminat talep edebileceği Türk Borçlar Kanununda yer almıştır.

Manevi Tazminatın Şartları Nelerdir ?

İş kazası nedeniyle zarar gören veya ölenin yakınları için manevi tazminata hükmedilebilmesi için bazı şartların varlığı aranacaktır. Bu şartlar şu şekildedir :

  • Fiil
  • Fiil neticesinde zararın meydana gelmesi
  • Zarar ile fiil arasında illiyet bağı
  • Fiilin hukuka aykırı olması
  • İşçinin cismani zarara uğraması

Yukarıda sayılan şartların varlığı halinde Hakim ; manevi tazminata hükmedecektir. Peki eş ve/veya çocukların manevi tazminata başvurma şartları nelerdir ? Eğer işçi, iş kazası neticesinde ölmüş ise mirasçılarının maddi ve manevi tazminat açma hakları zaten Türk Borçlar Kanunu gereğince mevcuttur. Fakat işçinin yalnızca cismani zarara uğraması halinde, yakınlarının bu zarar dolayısıyla hayat seyirleri değişir, kaza dolayısıyla psikolojileri bozulur ve benzer etkiler gözlenirse ; yine manevi tazminat açma hakları söz konusu olacaktır. Nitekim manevi tazminat, olay karşısında kişilerin manevi kayıplarını gidermeye hizmet edecektir. Nitekim Yüksek Mahkeme bir kararında şu gerekçe ile eş ve çocukların manevi tazminat isteyebileceklerine hükmetmiştir : ‘Olay nedeniyle, doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan davacının, eş ve çocuklarının ruhsal sağlığı ağır şekilde bozularak şok geçirip tedavi olmak zorunda kalmaları durumunda illiyet bağı gerçekleşmiş sayılacağından Borçlar Kanunu’nun 47. maddesine dayanarak manevi tazminat isteyebilirler.’ denilmiştir.           

DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI (İş kazası nedeniyle)

Destekten yoksun kalma tazminatı, iş kazası neticesinde ölüm hadisesinin gerçekleştiği zaman ortaya çıkacak tazminat türüdür. Nitekim bu tür tazminatın doğası gereği, iş kazası veya meslek hastalığı neticesinde bir ölüm meydana gelmeli, müteveffanın (ölenin) yakınlarının bu şahsın desteğinden yoksun kalacak olmaları gerekmektedir. Gerçekten de işçinin iş kazası neticesinde ölmesi halinde ; işçinin varsa eşi, çocukları ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler, işçinin desteğinden yoksun kalacaklar ve maddi açıdan kayba uğrayacaklar. Destekten yoksun kalma tazminatında ana düşünce, ölen şahsın yaşamaya devam etmesi halinde ilgililere desteğe devam edecek olmasıdır. Bu doğrultuda destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için şu iki şartın gerçekleşmesi gerekmektedir :

  •  Ölen işçi, sağlığında destekten yoksun kalacağını iddia eden kişilere bakacak güçte olmalı
  • Tazminat talep edenler (davacılar), ölen işçinin yardımına muhtaç olmalı

İş Kazalarına İlişkin Tazminat Davalarında Faiz ve Faiz Başlangıç Tarihi

İş kazaları nedeni ile açılacak maddi tazminat ve manevi tazminat davalarında, davacı tarafın isteği üzerine davayı gören mahkeme tazminata hükmedecektir. Peki iş kazaları nedeni ile açılan tazminat davalarında faiz başlangıç tarihi ne zamandır ? Gerek uygulamada gerekse de Yargıtay içtihatlarında iş kazaları nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında istem halinde olay tarihinden itibaren faize hükmedilecektir.

Görevli Mahkeme (İş kazası nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat)

İş kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında Asliye Hukuk Mahkemeleri (iş mahkemeleri)görevlidir.

Yetkili Mahkeme (İş kazası nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat)

İş kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında iş kazasının gerçekleştiği, yani haksız fiilin gerçekleştiği yer mahkemesi yetkilidir. Bunun yanı sıra genel yetki kuralları da geçerli olmakla beraber davalının ikametgahında da dava açılabilecektir.

İş Kazası Nedeniyle Açılacak Tazminat Davalarında Zamanaşımı

İş kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı genel hükümlere göre çözümlenecektir. Zamanaşımı, iş kazasının gerçekleştiği günden itibaren 2 yıl ve herhalde 10 yıldır. Bu sürelerin sona ermesiyle birlikte iş kazasına bağlı olarak yapılacak tazminat talepleri zamanaşımına uğrayacaktır. (İş kazasında kesin maluliyet raporunun öğrendiliği günden itibaren de 10 yıllık zamanaşımının başlayacağı hukukumuzda kabul edilmektedir.)

İş Kazasında Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu ve Tazminata Etkisi

İş kazasının meydana gelmesinde birçok kez üçüncü kişilerin kusurlu davranışları rol oynamaktadır. Peki üçüncü kişilerin kusurlu olmaları halinde işverenin sorumluluk derecesi ne olacaktır ve işveren, işçiye ödenecek tazminatlarda kusurlu olan üçüncü kişilere rücu edebilecek midir ?

İş kazasının meydana gelmesinde şayet bir üçüncü kişinin kusuru söz konusu ise ; sigortalıya veya hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılacak ödemelerde, kusurlu üçüncü kişilere rücu edilebilecektir.

Peki üçüncü kişi, iş kazasında %100 kusurlu ise işveren tazminattan sorumlu olacak mıdır ? Bu hususa Yargıtay 21. Hukuk Dairesi şu şekilde çözüm getirmiştir : ‘Somut olayda, zararlandırıcı olayda 100 oranında üçüncü kişi durumunda olan İsmail’in kusurlu olduğu açık-seçiktir. Hal böyle olunca, zorlandırıcı olay üçüncü kişinin tamamen kusurlu davranışı sonucu oluştuğuna göre, nedensellik bağının kesildiği, giderek yukarıda sözü geçen İçtihadı Birleştirme Kararına dayanılarak istihadam eden davalı idarenin sorumluluğuna gidilemeyeceği ortadadır’ diyerek bu hususu çözümlemiştir.  İşbu nedenlerle şayet üçüncü bir kişinin %100 oranında bir kusuru söz konusu ise istihdam edenin sorumluluğuna gidilemeyeceği açıktır.

Vasinin, İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Açabilme Şartları

Vesayet altında bulunan yurttaşın iş kazası veya meslek hastalığı geçirmesi halinde, hukuki temsilcisi olan Vasi’nin dava açması ve vesayet altında bulunanın haklarını koruması gerekmektedir. Birçok işlemi tek başına yapabilen vasi, açılacak maddi ve manevi tazminat davası için tek başına işlem tesis edemeyecektir. İşbu nedenle, iş kazası veya meslek hastalığı neticesinde dava açmak isteyen vasi, vesayet makamından izin almak ve bu izni dosya içerisine sunmak zorundadır. Aksi halde dava reddedilecektir.

İş Kazası Neticesinde Açılacak Davalarda Avukatın Önemi

İş kazası geçiren işçinin, iş kazası sonrasındaki süreci iyi irdelemesi ve hukuki açıdan eksiksiz bir çalışma gerçekleştirmesi gerekmektedir. İşbu nedenle bu tür işlemlerin profesyonel bir çalışma gerektirmesi, iş kazası sürecinin Kurumlar arası alışverişlerde önemli bir yer alması ve birçok Kurumla etkileşimi beraberinde barındırması avukatın önemini ortaya çıkarır. İşbu nedenlerle İş kazası neticesinde açılacak maddi tazminat ve manevi tazminat davalarında Hukuk Büromuz ile çalışılması ve hukuki yardım talebinde bulunulması için vekaletname bilgilerimizi aktarmaktayız :